Sunday, January 6, 2008

ayın karanlık yüzü



ne zamandır buraya yazmadım. öylesine bir hevesle açmıştım zaten, kaldı öylece ondan sonra. şimdi de finaller geldi çattı. uzun bir süre hiç yazamayacağım sanırım. ben şimdi böyle derim, ama finallere çalışmam gerektiği yerde de buraya bir şeyler yazmakla uğraşırım kesin. hatta benim bu zamanlarda çalışmaya başlamam gerekiyordu belki de. hep böyle oluyor. hep böyle olmak zorunda mı ki? bir şeyi yapamayacağım zamanlarda yapmak istiyorum, kaybettiğimde değerini anlıyorum, falan filan. aptal insanların ortak hastalığı mı ki bu? haydi, farkındalıksız insanların diyelim.

ne yazmıştım başlığa? hah. ayın karanlık yüzü. hiç göreniniz oldu mu onu? görmediniz işte. ben de görmedim, hatta şimdi google images'te aradım, pink floyd albümünün kapaklarından başka bir şey bulamadım. uykum da var, kısa keseceğim. günlük hayatta da sadece aydınlık yüzünü gördüğüm insanlar var işte. hatta tanıdığım insanların çoğu böyle. aslında birisiyle samimi olmadıkça onun yanında herhangi bir üzüntünüzü belli etmek istemezsiniz. galiba bazı insanlarla samimiyet kuramadım yeterince ben de. ha, n'oluyor sonunda, ben de bütün gün gülümsüyorum. oysa ki hepimizin birer karanlık yüzü olduğunu biliyorum.

gülümseyen insanlar, buradan size queen'den the show must go on'u gönderiyorum. yeni türkü'den maskeli balo da olabilir aslında. tam karar veremedim.

No comments: